Şevket Bülent Yahnici
MİLLİYETÇİ CAMİA HESABA OTURMALI: BİR HESAPLAŞMA ŞART...
Hem Milliyetçi Camianın %25-%30'ları Bulan Potansiyelini Harcayıp, Heba Edeceksiniz, hem de herkesi hainlikle, ihanetle suçlayarak hayatınızı idame ettireceksiniz. Yok öyle yağma...
Devlet beye birisi çok önceleri, diğerleri de daha sonraları olmak üzere mektuplar yazmış; "açık mektup" diyerek de bunları öncelikle Türk milliyetçisi camia bilsin diye kamuoyuna açıklamıştım. Zaman zaman da gerek sosyal medyada ( bazı milliyetçi-ülkücü paylaşım gruplarında - veya herkese açık -) gerekse de muhtelif Tv kanallarının programlarında elden geldiği, dilin döndüğünce, siyasete dair genel değerlendirmelerin yanında Türk milliyetçiliği ideolojisi ve ülkücü camiaya dair düşünce, kanaat ve görüşlerimi aktarmaya/anlatmaya çalışıyorum.
Bütün bunları yaparken doğru bildiklerimizi ortaya koymaktan, eğri, kötü, yanlış gördüklerimizi ise ortaya dökmekten hiçbir zaman geri durmadık. Bütün bu telaşlı günleri/yılları yaşarken de bir yere gitmedik, ters bir yola sapmadik. CKMP'nin Yüksel caddesi ile Karanfil sokağın kesiştiği noktadaki Genel Merkez binamızda o genç yılların heyecanıyla ne düşünmüş ne duygularla yaşamaya başlamışsak an itibarıyla da Türk milliyetçiliği fikir ve düşünce sistemi içinde rahmetlileri dinlediğimiz ( Türkeş, G.Erdem, D.Taser vb.) o günlerin heyecanıyla ama fikirde, düşüncede, kültürde en yükseği yakalama inancı ve şuuruyla ( iyi birer Türk milliyetçisi olabilme inadı ) bugünlere geldik.
Bütün bunları yaparken, yani iyiye, doğruya, güzele, haklıya dair inanç ve düşüncelerimizi dile getirirken; kötü, yanlış, haksız bildiklerimiz için tespitlerimizi de daima söylemeyi görev bildik. 2002-2003'den itibaren de zaten siyasi bir iddianın ve yönlendirmenin içinde olmamız mümkün değildi. Çünki, parti yönetiminden uzak bir yerde duruyorduk. Ancak Partiyi yöneten arkadaşların yürüdükleri yolda yaptıkları yanlışları görmemek ve idare etmek bize/BANA yakışmazdı, ben öyle düşünüyordum, bu sebeple de yazıyor, çiziyor, konuşuyordum. İşte bugünlerden birinde ve Rahmetlinin vefatı yıldönümünde arkadaşlar/gençler "Türkeş'i anacağız, gel konuş..." dediler.
Aman Allahım kıyamet koptu. Ku klux klan misali maskelilerce toplantı yerine baskın yapıldı.
Bu baskını yapmaları için bu zavallı insanları oraya gönderen iradenin sahiplerinin talimatı ile de (disiplin kuruluna verilen talimat) 18 yaş itibarıyla üyesi olduğum, Genel Başkanına özel kalem müdürlüğü, müşavirlik, basın sözcülüğü, avukatlık, genel başkan yardımcılığı yaptığım; proğramını, tüzüğünü yazdığım partiden ihraç edildim.
BEN MHP'DEN İHRAÇ EDİLMİŞ BİR KİŞİYİM. BU PARTİYİ %18'E ÇIKARTAN SEÇİMİN BASIN PROPAGANDA BAŞKANIYIM. BU PARTİNİN TABİŞ OY ZEMİNİ / POTANSIYELİ %25'DEN %30'DAN EKSİK OLMAMALIDIR DİYEN VE BUNUN NASIL OLACAĞINI İSPAT ETMİŞ (1999) BİR KİŞİYİM...BENİ İHRAÇ EDENLER BU PARTİYİ %8'LE 10 ARALIĞINA MAHKUM EDEN - maalesef hakikat bu değil mi-; arkadaşlardır.
Partiyi %25'e çıkarmak şarttır diyen ben, %8'lere mahkum eden, insanları paramparça eden, dağıtan, küstüren, dışlayan onlar...Hal ve manzara bu idi.
İşte hal ve manzara bu olunca "yanaşma/kaynaşma evresine" geçildi."Lider Erdogan" diye ilan edildi ki, Erdoğan'a tutunup AKP üzerinden Meclis'e kapağı atmak yolu açılsın. "Milliyetçiliği ayaklar altına aldırma" Andımıza "evet" diyememe; Osman'a TRT'den oy istetme gibi sayılabilecek onlarca, yüzlerce affı mümkün olmayan; her biri milliyetçilik tarihi açısından utanmayı gerektirir hadise peşpeşe yaşandı. Kimi resmi açıklamanın %60 dediği, dünyada bir örneği daha görülmeyecek şekilde bir başka hesapla %120 diye anlatılan, gerçekte de yüzellileri bile aşmış olabilecek bir enflasyon..."Faiz yasak/haram" teraneleri "nas" goygoylaru altında uçup giden faiz oranları...(Mevduat faizi 55'lerde...battık ki, ne biçim...) Sucuk 800, pastırma 1200, tereyağ 400...Fasülye 120, domates 70...Ceviz içi 400...Fert başına milli gelir 12 binden kaçlara düştü, belirsiz...500 milyar dolardan fazla borçlanma ...Ahlak ve maneviyatta çöküş...
Bütün bunların sebebi kim ve ne?
Tek başına AKP mi?
Hayır Hüdapar da dahil MHP...
C.başkanlığı seçiminde kırk türlü oyun çevrildi. Oyunun içinde yer alan " milliyetçi oyuncular" camiayi kandırdılar. Bakin sayemizde "milliyetçilik yükseldi" dediler. Ama hepsi de milliyetçiliğin kendi sayelerinde yükseldiğini iddia ettiler. İstisnasız hepsi...Ama neticede iki iş oldu. Bir, MHP Meclis'e girmiş oldu. İki, Erdoğan beraberinde MHP ( diğer figür ve oyunlar, oyuncular işin cabası) Başkan olabildi. Hepsi de "milliyetcilik yükseliyor" "ya da milliyetcilik yükseldi" dediler.
31 MART'TA NE OLDU?.. Milliyetçiler nerde, yükselen milliyetçiliğe ne oldu?
Hem, tarihten getirdiğimiz Türk milliyetçiliği ideolojisinin ve o ideolojiye inanan Türk milliyetçilerinin sizin yüzünüzden düştüğü ZŞLLETİN; hem de bu ÜLKENİN VE BU MİLLETİN DÜŞTÜĞÜ SEFALETİN, FUKARALIĞIN ,PERİŞANLIĞIN HESABINDAN KURTULAMIYACAKSINIZ... %4'E, %5'E DÜŞSENIZ DE VERİLECEK HESABI VERMİŞ SAYILMAZSINIZ !..
Biraz uzun bir yazı oldu. Ama, bu yazıda yarım asrı geçen ve heba edilen yıllarımızın muhasebesi var. Mali müşavir tutsan içinden çıkamaz...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.