Prof. Dr. Erkan SEVİNÇ

Prof. Dr. Erkan SEVİNÇ

PAZARLIK

IŞIK VE SEVGİYLE

1985 yılında sevenleri ışık ve sevgi düşüncesi etrafında “İrem Bağı”nı oluşturduklarında öyle mutlu oldum ki..Sırça köşkünde yaşasa da boş oturmayıp yazdığı sözlerde, yaptığı bestelerde topluma verdiği mesajların yerine ulaşması için gerekiyordu bu..Bir yerde onun gericilere karşı, hortumculara karşı, “aman bugünü kurtaralım”a karşı gösterdiği sessiz bir direnişin sesi oldu bu bağ.

İlhan İrem 1 Nisan 1955 Bursa doğumlu. Lise yıllarında başlamış şarkı söylemeye, beste yapmaya.. Okul orkestrası ile Milliyet Gazetesi’nin Liselerarası Müzik Yarışması’nı kazanmışlar. Orkestranın adı “Meltemler”. Okul bitince de grup devam etmiş. Özellikle Bursa’nın , Uludağ’ın diskolarında sahne almışlar.

İlk plağı için Unkapanı’na kapağı atan İrem 1973 senesinde “Birleşsin Bütün Eller”i yayınlıyor. İşte o dönem tanıdım sanatçıyı. Müzik sayfası hazırladığım Demokrat İzmir Gazetesi’nin geleneksel yılın sanatçıları konserine davet ettim. Yılın Ümit Veren Erkek Sanatçısı olarak.. Çok heyecanlıydı. Atatürk Spor Salonu’nundakikonserden önce ve sonra çok sohbetlerimiz oldu. Henüz 18 yaşındayken havaya kaldırdığı bu ödülün adeta sorumluluğunu taşıyordu. Bana söylediği “Sadece ödül vermediniz, yolumu çizdiniz”sözü hala kulaklarımda. Ve ülkemizin klasikleri haline girmişse aldığı o ödülün bir itici güç olduğunu düşünüyor, böyle bir değeri Türk Pop’una kazandırdığımız için çok mutlu oluyorum.

İlk albümünü 1976 yılında yaptı. “İlhan İrem 1973-1976”adını taşıyor bu albüm. Sonra çok ses getiren “Ayrılık Akşamı”şarkısı var. Hani sevgilisinin sesini sazlıklardan havalanan ördeğin sesine benzettiği.. Sizi bilmem ama bana sorsanız böyle bir benzetme aklıma bile gelmezdi. İşte İlhan farkı..

Eurovision Türkiye Elemeleri’ne de katıldı İrem. Oldukça renkli geçen bir yarışma sonrasında herkesin beklediği olmadı. Evet herkes, şarkısını bitirdikten sonra salonda kıyamet koparcasına alkış tufanına tutulan İlhan İrem’in birinci olacağını sanırken ipi göğüsleyen taraf MFÖ. oldu. İlhan’ın “Yurtta Barış Dünyada Barış” şarkısı hem sözleriyle hem melodisiyle oldukça güzel ve evrensel bir çalışmaydı oysa. TRT Jürisinden geçer not almaz ama ertesi gün tüm gazetelerin manşetlerinde İlhan İrem vardır. Yarışma sonrası spekülasyonlar ve dedikodular ayyuka çıkar. Kimilerince yarışmaya siyaset bulaştığı, yarışma öncesi İlhan İrem’in “Oyum SHP’ye” kampanyasında yer almasının jüriyi olumsuz etkilediği, MFÖ.’nün şarkısının bir tarikata yakın durduğu ve dönemin TRT yönetimince kabul gördüğü tartışılır durur gazete sayfalarında. Ancak, yediden yetmişe herkes Türkiye’de “bir İlhan İrem gerçeği” olduğunu görür.

Katıldığı ve ülkemizi başarıyla temsil ettiği yarışmalar da var. Altın Orfe ve Akdeniz Akdeniz gibi. Bu son yarışmayla TRT yasağını da delmiş, artık parçaları radyoda çalınmaya başlamıştı. Akıl almaz TRT denetim kararları vardı o yıllarda. Örneğin bir parçasında ret nedeni şarkı sözüydü. “Bir bulanık suda hayalin görünmüyor” gibi bir söze denetim kurulu raporu “Kirli suda zaten hiçbirşey görülmez ve şarkı da yayınlanamaz”diyordu. İlginç bir not daha.. Bu sıkı denetime rağmen şarkıları çalınan ve ilk kez “kulağında küpe”ile TRT Televizyonu’na çıkan sanatçıdır o.

Chalet Chopin.. İda dağlarında müzik sanatçılarını ağırlayan çok özel bir otel.. 1 Ekim 1991 tarihinde İlhan Hansu ile burada evlendi. Mumların ve fenerlerin aydınlattığı bahçede bu beraberliğe tanık olan 8 kişiden biri olan dostum Ata Nirun çiftin kozmik buluşmalarını “tanrısal tozlarla gülüşen meleklerin şahitliğinde “ belgeledi.

İlhan İrem’in müziğine ne ad verilir bilemem. Tamamen kendine özgü. Sesi bir kadife kadar pürüzsüz..40 yıla yaklaşan beraberliğimizde hep şunu gördüm. Ya çok seviliyor ya da nefret ediliyor. Sıra dışı olmasından herhalde.

Müzik dışında da uğraşları vardı. Kalemi çok kuvvetli. Bugüne değin kitaplar yayınladı. “Pencere..Köprü..VeÖtesi” en çok satanı. Resim yaptı, sergiler açtı. Toplumsal unutkanlık hastalığımızın tedavisi için birebirdir onun yapıtları..

En son pandemi öncesi telefonla konuştuk. “Hadi bir konser yapalım, güzel bir tokat atalım Atatürk düşmanlarına”dedi. Kısmet değilmiş. Işıklarda uyu kardeşim diyor onun en son şiiri ile göğe selam gönderiyorum..

“Mavilerde şeffaf kanatlar

Tüylerden, katrandan uzak.

Gölgesizlik düşlerinde güneş yolculuğu çırılçıplak...

Yanmayan tenine küskün, şehir yorgunu mevsimsizler

Düne tutsak.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.