Çidem Ayözger Ergüvenç

Çidem Ayözger Ergüvenç

YALAN

Herkes yalan söylemiştir; ben hiç yalan söylemdim diyen bir insan hayatının en büyük yalanını söylemiş olur. Kimileri çok rahat yalan söyler, inandırıcıdır, birçokları ise yalan söylerken ya vücut diliyle ya yüz ifadesiyle veya gözleri ile kendilerini ele verir. Ben yalanı kategorilere ayırdım.

Beyaz yalanlar deyimi benim yarattığım bir kategori değildir. Çok yaygın olarak kullanılır. Zarar vermek için değil tersine kimse incinmesin, kırılmasın, üzülmesin diye söylenir. Başı sıkışınca insanlar bu yalana başvurur genellikle. Böylece hiç değilse anı kurtarmış olurlar. Yalanları ortaya çıkarsa da kendilerine çok fazla kızan olmaz, ne olsa iyi niyetle söylenmişlerdir.

Pembe yalanlar daha çok sevgiliyi ya da eşi kaybetmemek için kullanılır. Bunlar, beyaz yalanlardan farklı olarak er ya da geç ortaya çıkmaya mahkûmdur. Pembe yalanların bir özelliği çok üretken olmalarıdır, her zaman birbirlerini kovalarlar; karşı taraf uyanıksa da yalanı yutmadıysa ilişki en azından zedelenir, ya da daha neler, neler olabilir ama yazmaya dilim varmıyor. Kendisine yalan söylenen uyanık bir tip değil ise diğer pembe yalanlara gebedir demektir.

Bir de kötü yalanlar vardır, yalanın iyisi mi olur sorusunu yukarıda yanıtladım sanırım. Kötü yalanların başında masum bir insana ya da insanlara iftira atmak gelir. Örneğin “ben onları gördüm, bir ibadet yerinde uygunsuz şeyler yapıyorlardı” diye yalan söylerseniz bu, çamur at izi kalsın türünden kötü bir yalandır. Bu tür yalanların örneklerini sıralasam sayfalar dolar. Ne var ki hiçbir yalan sonsuza dek gizli kalmaz deseler de ben bilemem; ama kötü yalanlar nedense hemen ortaya çıkar.

Bir de iğrenç yalanlar vardır ki tüm yalanların en kötüsüdür. Bu tür yalanlar herkese her dakika her fırsatta yinelenirler. Gerçekle uzak yakın ilgisi yoktur. Bir insan beyin yıkamak amacıyla çıkar ortaya, yalanını söyler, izleyen gün yine, sonraki gün tekrar ve hiç bıkmadan aynı yalanı söyler; söyleye, söyleye kendi yalanına kendi de inanarak yalan söylemenin şehvetine kapılır. Gözleri çakmak, çakmak, ağzı köpürerek, nefret saçarak kendi yalanıyla sanki beslenir.

Dur durak tanımaz. Toplumun en fazla değer verdiği kurum ve kişileri karalar. Yalanlarla çevresini kandırmak amacındadır ve bir noktaya kadar başarılı da olur. Bazı insanlar inanır, inanmayanları ise hainlikle suçlamaya kadar gider işin ucu.

Yalanla ilgili atasözleri, deyişler vardır. “Yalandan kim ölmüş”, yalan söylemenin söyleyene bir zararı olmaz anlamında kullanılır. Rahmetli halamın çok kullandığı güzel bir deyiş vardı, “yalan da olsa söyle Tatar ağası” yani güzel bir övgü gerçek değilse bile sen söyle ki karşındakinin de hoşuna gitsin gibisinden. “Yalancının mumu yatsıya kadar sürer” sözü ne kadar doğrudur bilemem; sırasında yalanlar kaç yatsı görür, insanlar sonun gelmesini bekleyedururlar. Ama gün gelir şafak söker artık mum ışığına gerek kalmaz. Yalanların ortaya çıktığı dingin, huzurlu günler çok yakındadır artık…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.