Prof. Dr. Erkan SEVİNÇ
KAYMAKAMLIK
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın önceliği ulaşım. Tugay hemen hemen her konuşmasında ya da röportajında ulaşımdan söz ediyor. Kavşakların artırılacağını, akıllı sinyalizasyon sistemiyle trafik yükünün en az yüzde 10 rahatlayacağını, Yeşildere, Yeşillik Caddesi, Anadolu Caddesi, Ankara Asfaltı gibi noktalarda oluşan sıkışıklığın giderileceğini, Alsancak Gar ve Karşıyaka İskele önlerine battı çıktı yapılacağını, Karabağlar ve Buca tarafını üst geçit ile bağlayacağını ifade ediyor. Başkan ulaşım master planını da tekrar düzenleyeceklerini söylüyor.Ancak..
Sehir içi trafiği saç baş yoldurmaya devam ederken toplu ulaşımda da dertler azalacağına çoğalmaya devam ediyor.
Metro’dan başlayalım. Yürüyen merdiven arızaları azaldıkça artıyor,iş yaralanmalara kadar dayandı. Bakım anlaşmaları mı dandik, yapılırken malzemeden mi çalınmış bilinmez. Metro içinde bazen nefes alamıyorsunuz. Hele rush hour saatlerinde… Klimalar niye çalışmıyor? Alt alta üst üste gidilen saatlerde sıklık niye artırılmıyor? İstasyonlara İzdeniz iskelelerine benzer çöp kutuları niye konulmuyor? Ve de “Kaymakamlık” istasyonuna kim isim koyduysa bravo. Hangi kaymakamlık ? Narlıdere tabii ki ama niye Narlıdere Kaymakamlık yazılmıyor?
Aslında Narlıdere durağına başka isim verip son durağı“Narlıdere” yapmak daha mantıki. Fahrettin Altay-Kaymakamlık arası zaten yarım yamalak açıldı. Çalışmalar devam ediyor. Bu arada istasyonlar da tekrar isimlendirilebilinir. İstasyonların renksizliğine de mutlaka çare bulunmalı. Moskova metrosu gibi olamaz da en azından kupkuru olmamalı.
Gelelim İzban’a..TCDD ile ortak kullanımın sakıncaları sürüyor. Yolcu rekoru kıran İzban’da en çok merak edilen iki konu var:
1.Tren zamanında gelecek mi?
2.Trene binebilecek miyim?
İzban’da da istasyonlarda çöp tenekeleri yok. Raylar ve istasyon çevreleri çöplük gibi. İzban uzun bir yolculuk olabiliyor bazen. Misal Tepeköy’den binmişsin Aliağa’ya gidiyorsun. Yaa bir tuvalet olmaz mı istasyonlarda? Asansörler allahlık. Klimalar allahlık. İç ekranlar allahlık. Alakasız bir durak yazılıp anons ediliyor. İzmir’e yabancı birisi de “geldim “deyip o durakta iniyor. Çevresine bakıyor “yaa burası havaalanı değil ki”diyor. Güler misin ağlar mısın?
Tramvaylar da halkımızın “çarpışan arabalar” merakı yüzünden sık sık kaza yapıyor. Raydan çıktı yakında bir tanesi.
Eshot ve İzulaş otobüslerle her yere ulaşmaya çalışıyor. Ancak taşıtların yaşları çok farklı. Zırt pırt bozulan eskiler de var gıcır gıcır yeniler de. Kadın şoförlerle farkı farkediyorsunuz.
Ulaşımda troleybüs ve deniz taksiler gündemde. Aman troleybüsten vazgeçin. O boynuzlar az can yakmadı. Deniz taksi için de iskeleleri uygun yerlere yapın lütfen. Karantina’ya iskele yapıldı bırakın şehir hatlarını hiçbir deniz taşıtı uğramıyor. Süs olarak kaldı!
90 dakika problemi de hala çözülmüş değil. Merkezi yönetim ret gerekçesi olarak doğru dürüst Ulaşım Koordinasyon Merkezi (Ukome) ne müracaat edilmediğini iddia ediyor. Tugay “Ne kadar geç olsun o kadar kar ederiz” hesabında değil “mutlaka hayata geçireceğim” iddiasında.
İzmir Barosu’ndan bir avukat belediyenin bu kararı meclisten geçirerek alabileceğini ifade etti. Önümüzdeki hafta Büyükşehir Meclisi var. Başkan teklif olarak 90 Dakika’yı getirsin, oylansın,hayata geçsin.
Hem sözünde durmuş, hem “gol atmış” hem de samimi olduğunu ispatlamış olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.