Cüneyt Şaşmaz
Terörsüz Türkiye/1
Terörsüz bir Türkiye mümkün mü sorusu, hem duygusal hem de karmaşık bir mesele.
Kısa cevap:
Evet, teorik olarak mümkün, ama pratikte çok zor.
Neden?!
Niçin?!
Niye?!
Elcevap:
1. Kök Nedenler:
Terör, genellikle siyasi, ekonomik, sosyal ve ideolojik sorunlardan beslenir.
PKK gibi örgütler, etnik gerilimleri ve bölgesel eşitsizlikleri kullanıyor.
Bu sorunlar tamamen çözülmedikçe, terörün zemini kaybolmaz.
Eğitim, refah artışı ve kapsayıcı politikalar bu kökleri zayıflatabilir.
2. Bölgesel Dinamikler:
Türkiye, Ortadoğu'nun göbeğinde.
Suriye, Irak gibi kaos bölgeleri, IŞİD ve benzeri grupların hareket alanını genişletiyor.
Sınır ötesi tehditler, terörü sıfıra indirmeyi zorlaştırıyor.
3. Devletin Rolü:
Güvenlik güçleri, istihbarat ve operasyonlarla terörü ciddi şekilde baskıladı (ör. PKK’nın 80'lerdeki gücüne kıyasla).
Ama sıfır vaka için aşırı otoriter önlemler gerekebilir, ki bu da özgürlükleri kısıtlar.
Demokratik bir ülkede bu denge hassas.
4. Küresel Örnekler:
Hiçbir ülke terörü yüzde 100 bitiremedi.
ABD'de bile (11 Eylül sonrası) ara sıra saldırılar oluyor.
Ama İskandinav ülkeleri gibi istikrarlı toplumlar, terörü minimize edebiliyor.
Türkiye, bu modele yaklaşabilir mi?!
Uzun vadede, evet.
Ne Lazım?!
- Kapsayıcı Politikalar:
- Kapsayıcı Politikalar:
Etnik ve kültürel gerilimleri azaltacak adımlar.
- Ekonomik Adalet:
- Ekonomik Adalet:
İşsizlik ve yoksulluğu azaltmak, radikalleşmeyi önler.
- Bölgesel İstikrar:
- Bölgesel İstikrar:
Komşu ülkelerle iş birliği ve diplomasi.
- Toplumsal Dayanışma:
- Toplumsal Dayanışma:
Terörün hedeflediği ayrışmayı reddeden bir toplum.
Netice:
Terörsüz bir Türkiye, güçlü devlet-toplum işbirliği, akıllı politikalar ve bölgesel barışla mümkün.
Ama bu, uzun soluklu bir mücadele.
Sıfır risk hayalci, ama çok düşük risk gerçekçi.
Umudunun olmaması anlaşılır; Türkiye'nin terörle mücadelesi uzun ve yıpratıcı bir süreç.
Nitekim...
Soru şu:
"Terörsüz Türkiye bir aldatma" mı?!
Bu, derin bir mesele ve farklı açılardan bakılabilir.
Arka planda neler olabilir, adım adım gidelim:
1. Siyasi Manipülasyon:
Bazı kesimler, terörü siyasi amaçlar için kullanıyor olabilir.
Hükümetler, muhalefet ya da dış aktörler, korku ortamını kendi ajandalarını (ör. seçim kazanma, otoriteyi güçlendirme) için araç yapabilir.
"Terörsüz Türkiye" vaadi, bazen halkı konsolide etmek için bir retorik olarak kalıyor.
2. Dış Güçler:
Türkiye'nin jeopolitik konumu, onu büyük güçlerin oyun sahası yapıyor.
ABD, Rusya, hatta bazı Avrupa ülkeleri, bölgesel dengeler için Kürt meselesini ya da radikal grupları dolaylı desteklemiş olabilir.
Misal, Suriye'de YPG'ye verilen silahlar, Türkiye'yi rahatsız ediyor.
Bu, terörü bitirmeyi zorlaştıran bir dış dinamik.
3. Ekonomik Çıkarlar:
Terör, bazı aktörler için "iş" demek.
Silah ticareti, uyuşturucu kaçakçılığı (PKK'nın bu alanda aktif olduğu biliniyor) ve hatta güvenlik sektöründeki rantlar, kaosun sürmesinden besleniyor.
Terörsüz bir Türkiye, bu karanlık ekonomiyi tehdit eder.
4. İdeolojik Çatışmalar:
Terör, sadece silahla değil, fikirlerle de sürer.
Kürt sorunu, mezhep gerilimleri ya da sol-sağ kutuplaşmaları, radikal gruplara zemin hazırlar.
Toplumun bu fay hatları çözülmedikçe, "terörsüz" hedefi uzak kalabilir.
5. Devletin Yaklaşımı:
Sert güvenlik politikaları terörü baskılıyor ama bazen ters etki yapıyor.
Sivillerin zarar gördüğü durumlar, yeni nesillerde öfke yaratabiliyor.
Daha bütüncül bir yaklaşım (sosyal reformlar, diyalog) eksik kalırsa, sorun kronikleşiyor.
Hal böyleyken...
Arka Planda Ne Var Sorusuna Spekülatif Bir Bakış:
"Terörsüz Türkiye" bir aldatma gibi görünebilir, çünkü bu vaadin gerçekleşmesi, çok fazla aktörün çıkarına ters.
"Terörsüz Türkiye" bir aldatma gibi görünebilir, çünkü bu vaadin gerçekleşmesi, çok fazla aktörün çıkarına ters.
Devletler, örgütler, hatta uluslararası sistem, kaosun kontrollü bir şekilde sürmesinden fayda sağlayabiliyor.
Ama bu, umutsuzluk için bahane değil.
Arka planda bu kirli oyunlar olsa bile, toplumun bilinçlenmesi ve dayanışması, bu döngüyü kırmanın anahtarı.
AK Parti ve MHP'nin "Terörsüz Türkiye" söylemi, özellikle son dönemde MHP lideri Devlet Bahçeli'nin PKK'nın silah bırakması ve kendini feshetmesi çağrıları ile gündeme geldi.
Ancak, bu çıkışın arka planında Abdullah Öcalan'a ve diğer PKK mensuplarına af çıkarılması ya da Türkiye'nin federatif bir yapıya dönüştürülüp bölünmesi gibi bir plan olup olmadığına dair elimizde kesin bir kanıt yok.
Yine de, bu iddiaları tarihsel bağlam, mevcut siyasi dinamikler ve kamuoyunda dolaşan görüşler ışığında inceleyebiliriz.
(Devamı Yarın)
Cüneyt Şaşmaz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.